Beşiktaş

<p>İstanbul Boğazı’nın Rumeli yakasında yer alan ilçe batıda Şişli ve Kağıthane, güneybatıda Beyoğlu, kuzeyde Sarıyer ilçeleriyle komşudur. Yüzölçümü 11 km², İstanbul Boğazına olan sahil uzunluğu 8,375 metre, nüfusu ise 2012 ADNKS verilerine göre 186.067&#8217;tür. </p>

İstanbul Boğazı’nın Rumeli yakasında yer alan ilçe batıda Şişli ve Kağıthane, güneybatıda Beyoğlu, kuzeyde Sarıyer ilçeleriyle komşudur. Yüzölçümü 11 km², İstanbul Boğazına olan sahil uzunluğu 8,375 metre, nüfusu ise 2012 ADNKS verilerine göre 186.067’tür.
Barbaros Hayreddin Paşa’nın gemilerini bağlamak üzere diktirdiği beş taş direk anlamında beş taş veya beşik taşı ‘ndan bozularak bugünkü adını aldığı kabul edilen Beşiktaş’ın, eskiden, Kune Petro (taş beşik), İasonion, Sergion ya da Dafne olarak adlandırıldığı iddia edilir. En akla yatkın yaklaşım Beşiktaş isminin gemi beşiği sözcüğünden gelmiş olabileceğidir. Merkezi ve çarşısının bulunduğu bölge, bazı Beşiktaşlılarca bugün dahi “Köyiçi” olarak anılır.

Tarihi
Beşiktal Bizans döneminde, asıl kentten uzak olması nedeniyle, dinsel kurumların yerleştiği bir yerdi. Semtin gelişmesi 17. yy’da kaptan-ı deryaların buraya yerleşmeleriyle başladı. Çevrede yeni camiler ve çeşmeler yapıldı, vadi ağızlarında köyler ortaya çıktı. Bunun sonucunda deniz yolu ulaşımı canlandı; önceleri yalnızca Üsküdar’a çalışan kayıklar hem Beşiktaş’a, hem de Boğaz’ın öteki yerleşmelerine hizmet vermeye başladı. 19. yy’ın ilk yarısında Maçka Kışlası çevresinde yeni yerleşmeler gelişti. Dolmabahça (1853), Çırağan (1874) ve Yıldız saraylarının yapımı ile, Dolmabahçe ve çevresi yeni yönetim merkezi konumuna geldi. Mustafa Kemal Atatürk’ün Kurtuluş Savaşı’nda önce annesi Zübeyde Hanım’ın Beşiktaş ilçesi sınırları içindeki Akaretler, Spor Caddesi, 76 numaralı evinde (şimdiki Ruh Sağlığı Dispanseri’nin bulunduğu bina) ikamet ettiği bilinmektedir. Cumhuriyetin ilanından sonra Beşiktaş ilçesinin önemi azalmakla birlikte Atatürk’ün yaşamının geri kalan dönemi boyunca İstanbul’a geldiği zaman Dolmabahçe Sarayı’nda kalması nedeniyle Beşiktaş ilçesi önemini biraz olsa korudu. Önceleri Beyoğlu’na bağlı bir nahiye olan Beşiktaş 1930 yılında ilçe yapıldı.

Tarihî yapılar ve önemli mekânlar
Abbasağa Camii
Abbasağa Mahallesi’nde yer alan bir Osmanlı camisidir. Mahalleye adını vermiştir. Darüssaade Ağası (Kızlar Ağası) Abbas Ağa tarafından 1655’te inşa edilmiş, Padişah II. Mahmut zamanında tamir edilmiştir. Duvarları kagir ve çatısı ahşap olan camide Hünkar mahfili vardır. Ayrıca caminin yanında 1637 tarihli çeşme bulunur.

Barbaros Hayreddin Paşa Türbesi
Ünlü “Kaptan-ı Derya” Barbaros Hayreddin Paşa’nın türbesi, Sinan Paşa Camii karşısında bulunur.Türbeyi Osmanlı’nın yetiştirdiği en büyük mimar, Mimar Sinan yapmıştır. Sekiz köşeli, tek kubbeli ve alt üst pencerelidir. Sandukanın üstüne yukardan asılmış ve üzerinde Zülfikar resmi bulunan yeşil zemin ipekli kumaştan yapılmış bir sancak bulunmaktadır.

Bebek Camii
Bebek Camii ya da resmî adıyla Hümayûn-u Âbad Camii, Beşiktaş’ın Bebek semtinde yer alan tarihî bir camidir. Bebek semti, İstanbul’un mevcut semtleri içinde en çok rağbet görenlerindendir.
Cami, Bebek Koyu kıyılarında, Bebek İskelesi’nin hemen yanında bulunur. 1913 yılında Mimar Kemalettin tarafından, daha önce Nevşehirli Damat İbrahim Paşa tarafından yaptırılmış bir caminin yerine kesmetaş kullanılarak yapılmıştır. Neo-klasik akım içinde değerlendirilir. Kubbesi sekiz kasnak üzerine yapılmıştır. Bu büyük kubbe yanlardan dört yarım kubbe ile desteklenir.

Beşiktaş JK İnönü Stadyumu
Adını, Cumhuriyet’in kurucu figürlerinden İsmet İnönü’den alır. İnönü Stadı , İstanbul Boğazı kıyısında, Beşiktaş ile Kabataş semtleri arasında yer alır. Stad 2004 yılında yenilenerek, kapasitesi 32.086’ya çıkarılmıştır. The Times’ın yaptığı dünya’nın en iyi manzaralı 10 stadı sıralamasında İnönü Stadyumu dördüncü sırada yer almıştır. Stat, 27 Kasım 1947’de Beşiktaş ile İsveç’in AIK Solna takımı arasında oynanan maçla açıldı. Bu stadyumdaki ilk golü de o zamanlar Beşiktaş’ın futbolcusu olan Süleyman Seba atmıştır. Süleyman Seba, sonradan Beşiktaş’ın en işlek caddelerinden birine adı verilecek BJK’nin efsanevi başkanlarından biri olmuştur. Beşiktaş JK’nin yeni stat projesi kapsamında, yıkılmakta olan stat, 2015 yılında taraftarlarına kapısını tekrar açacaktır.

Esma Sultan Yalısı
Geçmişi 18. yy’a uzanan Esma Sultan Yalısı adını I. Abdülhamid’in kızı Esma Sultan’dan (1778-1848) alır. Ortaköy’deki yalı kendisine tahsis edildiğinde Esma Sultan 10 yaşındaydı. Bu yapı o zamana dek Tırnakçı Yalısı olarak biliniyordu. 1915’e kadar Osmanlı Hanedanı’nın mülkiyetinde kalan yalı, 1920’lerden büyük bir yangın geçirdiği 1975’e kadar depo olarak kullanıldı. 1990’lı yıllarda The Marmara tarafından satın alınmıştır.

Yıldız Sarayı
Yıldız Sarayı, ilk kez Sultan III. Selim’in (1789-1807) annesi Mihrişah Sultan için yaptırılmış,[1] özellikle Osmanlı padişahı II. Abdülhamit (1876-1909) süresinde Osmanlı Devletinin ana sarayı olarak kullanılmış olan saray. Günümüzde Beşiktaş İlçesi’nde yer alır. Dolmabahçe Sarayı gibi tek bir yapı halinde değil, Marmara denizi sahilinden başlayarak kuzeybatıya doğru yükselip sırt çizgisine kadar tüm yamacı kaplayan bir bahçe ve koruluk içine yerleşmiş saraylar, köşkler, yönetim, koruma, servis yapıları ve parklar bütünüdür.
Bu bölge Kanuni döneminden (1520-1566) başlayarak padişahlar için bir avlanma yeri olmuştur. Saray arazisi ile ne oranda örtüştüğü kesin olarak bilinmese de “Civan Kapucıbaşı Bahçesi”, “Kazancıoğlu Bahçesi” adını taşıyan bahçe ve koruluklar büyük olasılıkla Yıldız Sarayı arazisini de içermekteydi. Bu bahçeler I. Ahmed döneminde (1603-1617) padişah bahçeleri arasına katıldı.
Bundan sonra bölgeye değişik zamanlarda, gereksinim oldukça birçok yapı eklenmiştir. Devrinin en özenle yapılmış yapıları arasında sayılabilecek olan bu yerler, burayı yapı bakımından bir yaşam alanı haline getirmiştir.

Mapwidget
Biletixheader
Alış Satış
USD 32.4747 32.5332
EURO 34.8231 34.8859