Haliç’in kuzey kısmında yer alan Karaköy, Beyoğlu ilçesine bağlı bir semttir. Karaköy şehrin en tarihi semtlerinden bir tanesidir. Galata Köprüsü Karaköy’ü Eminönü’ne bağlar. Semt, Tophane, Beyoğlu, Azapkapı ve Şişhane ile çevrilidir.

Karaköy, Bizans döneminden bu yana önemli bir liman, ulaşım ve ticaret merkezi olagelmiştir. Bu, semti kozmopolit bir yer haline getirmiştir. Ceneviz ve Venedikli tüccarlar, Rum, Ermeni ve Yahudi cemaatlerine ait ev ve iş yerleri genellikle Karaköy’de olmuştur.

Bir liman ve banka bölgesi olan Karaköy’ün canlı bir gündelik hayatı vardır. Burada durup Kadıköy vapuruna yetişmeye çalışan, işlerine giden, dükkanlarını açan, yemek yiyen insanları; balık pazarına balık taşıyan irili ufaklı tekneleri izleyebilirsiniz.

Çok kültürlü bir semt olan Karaköy’de görülecek ve tadılacak pek çok şey var. Karaköy vapur iskelesinin yakınlarında uzun bir kahvaltı edebilir, balık pazarının arkasındaki restoranlarda balık ve meze keyfi yapabilirsiniz. Bunların hepsi kuşkusuz çok lezzetli seçenekler ancak Karaköy’den ayrılmadan önce mutlaka denemeniz gereken en önemli şey baklava.

Baklavanın kökeni hakkında hala kesin bir bilgi yok. Pek çok Orta Doğu, Doğu Akdeniz ve Balkan ülkesinde geleneksel olarak baklava hazırlanıyor.
Tüm bu bölgelerin bir zamanlar Osmanlı İmparatorluğu’na ait topraklar olduğu düşünüldüğünde, baklavanın Osmanlı mutfağına ait olduğunu söylemek mümkün.

Karaköy’de, İstanbul’un en eski baklava dükkanı olan Güllüoğlu bulunuyor. Güllü ailesi, 1800’lü yıllardan bu yana baklava işini yürütüyor. Ailenin baklava hikayesi, baklavasıyla ünlü şehir Gaziantep’te başlıyor. 1949 yılında, torunlardan biri işi İstanbul’a taşıyor ve bir baklava dükkanı açıyor. Birkaç kez taşınan Güllüoğlu, bugün Karaköy’deki katlı otoparkın alt atında hizmet veriyor. Karaköy Güllüoğlu Baklavacısı, tatlı severler için mutlaka uğranması gereken bir yer.