Tarih boyunca, laleler İstanbul’un simgelerinden biri olagelmiştir. Bu çiçeklerin Türk kültür ve sanatında önemli bir yeri vardır. Yaygın inanca rağmen, orijinal olarak Asya steplerinde yetişen lalenin üretimine Osmanlı İmparatorluğu’nda başlanmıştır. Lale, Osmanlı İmparatorluğu’nun en zengin dönemi olan Lale Devri’ne de ismini vermiştir.

Lalenin İngilizcesi olan “tulip” Fransızca “tulipe” kelimesinden gelmektedir. “Tulipe” tülbent gelimesinden gelemktedir. Avusturya Elçisi Busbecq’in çiçeğin ismini tülbent ile karıştırdığı ve çiçeği Avrupa’ya bu isimle tanıttığı söylenmektedir.

Bugün Hollanda ile ilişkilendirilen laleler, ülkeye 16. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu’ndan getirtilmiştir. Osmanlı İmparatorluğu’nda her biri Osmanlı Türkçesi ile farklı bir isimle adlandırılmış 1.800’den farklı lale türü bulunmaktaydı.

Geçmişe bir övgü olarak İstanbul’da Nisan ayında geleneksel Uluslararası İstanbul Lale Festivali kutlanıyor. 2006 yılından bu yana her Nisan’da belediye İstanbul’un parklarına, bahçelerine, meydanlarına, kavşaklara, kısacası hemen her yere rengarenk milyonlarca lale ekiyor.

8. Uluslararası İstanbul Lale Festivali 1 – 30 Nisan 2013 tarihleri arasında gerçekleşti. Bu yılı, 14.4 milyon lale, İstanbul’un dört bir yanındaki 270 farklı noktaya, özellikle Gülhane ve Göztepe Parkı, Emirgan, Yıldız, Beykoz, Çamlıca, Fethipaşa ve Hidiv & Çubuklu Koruları’na ekildi.

Festival yalnızca lale ekimiyle sınırlı kalmıyor. Emirgan Korusu, Göztepe Parkı ve Sultanahmet Meydanı’nda canlı müzik, çizim, cam üfleme gibi performanslar; resim, heykel ve fotoğraf sergileri düzenleniyor. Festival esnasında çeşitli renklerde laleler ve lale temalı ürünler satışa çıkarılıyor.