İstanbul Boğazı, şehri Asya ve Avrupa yakası olmak üzere ikiye böler ve 32 kilometre uzunluğundadır. Marmara Denizi, saatte 6 kilometre hızla Karadeniz’e doğru akar ve Boğaz’a bir nehir görünümü verir. Bunun yanı sıra, Karadeniz’den Marmara’ya doğru akan bir dip akıntısı vardır, dolayısıyla deniz suyu sürekli değişmektedir.
Boğaz’ın en dar noktası, 700 metre genişliğindedir ve bir yakasında Anadolu Hisarı diğer yakasında ise Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u kuşatmasından bir yıl önce yaptırdığı Rumeli Hisarı bulunur. En geniş noktası ise 3.5 kilometreyle Sarıyer yakınlarında Boğaz’ın Karadeniz’le birleştiği yerdir.
Boğaz kıyılarında eskiden balıkçı kasabaları sıralanmaktadır; bugün bu gelenek Boğaz kıyısındaki semtlerin isimlerinde yaşamaktadır. Hâlâ son derece göz alıcı olan Boğaz kıyısı, hem İstanbullular hem de ziyaretçiler arasında oldukça popülerdir ve emlak piyasasının en pahalı bazı yapıları burada bulunur. Boğaz kıyılarındaki yalılara günümüzde 10 milyon dolardan fazla paha biçilmektedir.
1936 yılında imzalanan Montrö Antlaşması’na göre, Boğaz uluslararası bir geçittir. Uluslararası ticari ve ticari olmayan gemiler Boğaz’dan rahatlıkla geçebilir: Yalnızca kendilerine bu zor sularda rehberlik edecek bir Türk kılavuz kaptan tutmaları gerekmektedir. Gemilerin birbirlerine ya da yalılara çarptığı olaylar yaşanmıştır.
Boğaz’da yaklaşık 2 saat süren tekne turları yapılmaktadır. Bazı daha kısa turlar da bulunmaktadır. Boğaz’da bir akşam yemeği turuna çıkmak ve yalılarla Boğaz kıyısındaki sarayları izlemek, İstanbul’da yaşanması gereken en güzel deneyimlerden bir tanesidir.