Cenevizliler tarafından 1348 yılında inşa edilen Galata Kulesi ya da diğer ismiyle Christea Turris (İsa Kulesi) İstanbul’un güzelliği ve çekiciliği karşısında hayran kalacağınız noktalardan bir tanesi.

Bugün Sultanahmet Meydanı olarak da bilinen Hipodrom, İstanbul’un tüm çağlarında önemli bir meydan olagelmiştir.

İstanbul’un en ihtişamlı çeşmelerinden biri olan III. Ahmet Çeşmesi, 1728 yılında III. Ahmet tarafından Perayton isimli bir Bizans çeşmesinin yerine inşa edilmiştir.

İslam Bilim ve Teknoloji Tarihi Müzesi, Gülhane Parkı’nda eski saray duvarlarının Has Ahırlar kısımnda 3.500 metrekarelik bir alana kuruldu. 2008 yılında ziyarete açılan müzede, İslam dünyasının özellikle 8 – 16. yüzyıl arasındaki bilimsel çalışmaları bulunuyor.

Sultanahmet’te yer alan İstanbul Arkeoloji Müzesi her biri ayrı binalarda yer alan üç bölümden oluşur: Arkeoloji Müzesi, Eski Şark Eserleri Müzesi ve Çinili Köşk Müzesi.

Kapalı Çarşı dünyanın en eski ve en büyük örtülü çarşılarından biridir. Sur içinde kendi adıyla anılan “Kapalıçarşı” semtinde yer alır ve Beyazıt ve Nurosmaniye camileri arasında uzanır. 40 bin metrekare alan üzerinde 11 kapısı, 64 sokağı ve 4000 civarı dükkânıyla Kapalıçarşı İstanbul’da görmeniz gereken en önemli yerlerden biridir.

İsmi, Eski Yunanca’da ‘kent dışı’ anlamına gelen Khora sözcüğünden gelen ve şehir surlarının dışında kalan ve tarihi dördüncü yüzyıla dek dayanan kilise, Justinianus tarafından yaptırılmıştır.

Markianos Sütunu olarak da bilinen Kıztaşı, Bizans İmparatoru Markianos anısına dikilmiş bir anıttır.

Yerebatı Sarıncı’nın girişinin yakınında bulunan bu dikili taş, Bizans İmparatorluğu döneminde Kontantinopolis’e ulaşan tüm Antik Roma yollarının başlangıç noktası olarak kabul edilir.

Sahaflar Çarşısı, Bizans Dönemi’nden beri bir kitap ve kağıt pazarı olagelmiştir.